Boy aynasında seyrediyorum kendimi,
Yaşam fışkırıyor her hücremden,
Yaşam fışkırıyor ışık ışık gözlerimden…
Sonra tek tek çözülüyor beni ben yapan herşey
Çözülüyor,
Yaşama katacağım tüm eşsizlikler…
Kendimi kimseye benzetemiyorum.
Ve anlıyorum ki,
Bir eşim yok şu alemde
Benim de herkes gibi,
Hem neden olsun ki?
Ben,
Sadece ve sadece BENİM…
Öylesine farklı ki herşeyim,
Gurur duyuyorum kendimle,
Dünyayı farklı kılıyorum diye…
Tanrı sevseydi insan fotokopilerini,
Ayırt etmezdi
Tutku, özlem, aşk ve ideallerimizi…
Ya da dört ayaklı mahluktan olsak,
Sürüde yaşar giderdik mes’ut, bahtiyar…
Ne kapını çalan, ne deva bekleyen var…
Oh ne rahat şu koyunlar için hayat…
Peki, insanı sürüden ayıran ne?
İNSAN sıfatıyla böbürlendiğimiz ne?
Ve, sürüden kovulmamak için yarattığımız
Bu “PROTOTİP” maskesi ne?
Demek “HERKES GİBİ” olmazsak sürüleceğiz,
Aksi takdirde de doğmadan öleceğiz…
Ben sürgünü ölüme yeğliyorum,
Çünkü ölülerden kimseye yarar gelmez.
Oysa yaşam, YAŞAM’dır sürgünde de!…
Boy aynasında seyrediyorum kendimi,
Yaşam fışkırıyor her hücremden,
Yaşam fışkırıyor ışık ışık gözlerimden…
Aslı DİNÇMAN
İZMİR, 8 NİSAN 1996