Bugün ne yazık ki ülkemizin temel sorunu, batı sömürgeciliğinin de desteklediği “İRTİCA” haline gelmiştir. Bunu yok saymak, mürtecileri gözümüzde büyütmek kadar tehlikelidir.
TÜRKİYE’DE İRTİCA, DESTEKÇİLERİNİ YOK ETMEKLE YA DA ENGELLEMEKLE TEMİZLENEBİLİR Mİ? Özellikle ATATÜRK’ümüzü kaybettikten sonra -hatta Büyük Önder hayattayken dahi- yaşadıklarımız, bu soruya gönül rahatlığıyla olumlu yanıt vermeyi olanaksız hale getiriyor.
Her karış toprağı kanla korunan bu cennet vatan topraklarında binlerce şehit yatıyor. Üstelik hala, dağ gibi çocukları teröre şehit veriyoruz. Tüm bunlara rağmen, bir kısım Türk Gençliğinin kalplerinin nasıl körleştirildiğini ve “ATATÜRK düşmanlığı” tohumlarının o kalplere nasıl ekilebildiğini çözmek zorundayız. Gazi Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı meşalesini ateşlemeseydi, bugün babamızın kim olduğunu bilemezdik…
Hal böyleyken, bizim için can veren atalarımıza ve Yüce Türk Ulusu’na Türkiye Cumhuriyeti’ni yoktan varederek armağan eden Büyük Öndere karşı böylesine büyük bir nankörlük ve ihanetin nasıl inşa edildiğini anlamaya mecburuz. Eğer anlamazsak, gidişi tersine çeviremeyiz…
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çocukları olarak bizler, artık ülkemizdeki irticayı kökten temizleme yoluna gitmek zorundayız. “A” partisi kapatılıp yerine “C” partisi kuruluyor ve sonlandırılmak istenen ideoloji, kesintiye uğradığı noktadan, üstelik de hiç zaman yitirilmeden devam ettirilebiliyorsa, yanlış ya da eksik düşünülen bir şeyler vardır…
İrticaya savaş; mürtecilerin kullandıkları temel silahları ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ DOĞRULTUSUNDA DEĞERLENDİRİP, KULLANARAK AÇILMALIDIR.
Nedir bunlar:
1. İŞBİRLİĞİ, KARARLILIK, SİSTEMATİK ÇALIŞMA
ATATÜRK gibi eşsiz bir liderin düşünce sistemini benimsediğimizi söyleyen bizler, çok kritik bir coğrafyada, böylesine zorlu bir dönemden geçerken dahi, hala “TEK ŞUUR” olmayı başaramıyoruz…
Propaganda sadece olumlu cümlelerle yapılmaz… Sözlü, yazılı ve görsel medyada, bazı kişi ve kuruluşların adlarının geçmesi bile, yürekleri köreltilen yandaşlarına cesaret ve moral verir… Son zamanlarda bedhahlar, beyin ve yüreğimizi adeta kanserli hücreler gibi sarmış durumdalar… ONLARI ATATÜRK’TEN DAHA ÇOK KONUŞUYOR VE SÜREKLİ GÜNDEMDE TUTUYORUZ.
Artık görmek zorundayız: KANDIRILAN HALKIMIZI BU YOLLA BİLİNÇLENDİREMİYORUZ. Gelin tam tersini yapalım. Mustafa Kemal ATATÜRK aydınlığını sunalım çevremize… Onun düşüncelerinde, insan sevgisinde birleşelim. SONSUZA DEK YAŞAYACAK OLAN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİYLE KOLAYLAŞTIRALIM İNSANLARIN HAYATINI… O zaman, kandırılamazlar.
2. HEDEF KİTLEYE SAĞLANAN MADDİ OLANAKLAR
Bile bile oyuna gelmek, ya da işe yaradığını göre göre, bedhahların izledikleri politikalardan yararlanmamak… Doğru mudur sizce?
Evet, aç, işsiz kalan ve bu yolla oyları kiralanan (Satın almak kimsenin haddine düşmemiştir) halka, gerekirse maddi yardım da yapılacak… “Bizde, bedhahlardaki maddi imkânlar yok” mazeretini öne sürenler, Ulusal Kurtuluş Savaşımızı anımsasınlar lütfen… Vatanımızı savunmanın yolu buysa, önce cebimizdeki akrebi öldüreceğiz…
3. ANTİ-KEMALİST EĞİTİM STRATEJİLERİ
ATATÜRKÇÜ eğitim sistemini hala, adı “Milli” olan eğitim-öğretim kurumlarından mı bekliyoruz? Biz durumdan yakınıp, düzeltilmesini bekleyeduralım. Bu arada, Anti-Kemalist eğitim stratejilerini yürütenler de hiç duraksamadan çalışsınlar…
ATATÜRKÇÜLÜK, bizim genlerimize kazınmıştır. Temeli sağlam yapı, kolay çökertilemez. BU TEMEL, AİLE TARAFINDAN DA DESTEKLENİYOR VE GÜÇLENDİRİLİYORSA, ÇOCUK EĞİTİM ÇAĞINA GELDİĞİNDE, ZATEN DOĞASINDA VAROLAN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ OTURMUŞ OLACAKTIR. O zaman bedhahlar ne yapsalar boşunadır. Çünkü sevgili önderimizin ışığıyla aydınlanan beyin ve yürekler, bir daha karartılamazlar…
4. DİN SÖMÜRÜSÜ
İslam dinini, yaradan ile yaradılanın ARACISIZ yakın ilişkisinden, BEYİN, YÜREK ve BEDEN TEMİZLİĞİNDEN soyutlayarak; simge ve şekil dini yapmaya çalışanlar, bu art niyetleriyle ancak dinini iyi bilmeyenleri aldatabilirler.
ATATÜRK’ün dehası, burada da karşımıza çıkıyor. Büyük Önder, İslam’ın temel kaynağının Türkçe Mealinin yapılmasını neden istemiştir? Türk Milleti, dinini birinci kaynaktan okuyup öğrensin, böylelikle de bedhahlara kanmasın diye…
O zaman, gerçekleri halka anlatıp, “DİN SÖMÜRÜSÜ”nü engelleme görevi de, ATATÜRK ÇOCUKLARI olarak bizim sorumluluğumuzdur… Laiklikle, hatta ATATÜRK ile İslam’ın karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını görüyorsak, bunun koca bir yalan olduğunu da halka en yalın ve açık biçimde anlatmalıyız…
—————–
TÜM BUNLAR, GERÇEKLEŞTİRİLEMEYECEK ŞEYLER DEĞİLDİR. YETER Kİ, ARTIK BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLALIM VE DÜŞÜNMEKTEN, KONUŞMAKTAN, YAZMAKTAN ÖTEYE GEÇELİM…
Aslı DİNÇMAN
/İzmir, 02 Nisan 2008
İrticayı temizlemek PPS (Tıklayın)