CENNET İSTANBUL

Bir zamanlar, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, danalar girmiş bostana, zırrrt, çat,çat… Aman her neyse… Kusura bakmayın, saksı (beynim) yirmi yıllık olunca böyle ihanet ediyor sahibine…

İstanbul denen bir şehirden sözedeceğim sizlere… Marmara Bölgesi’nin bilmem kaç kilometre kuzeyindeki bu cennet şehir, sorumluluk sahibi yöneticilerin elinde her geçen gün daha da güzelleşiyor.

İstanbul hakkındaki tüm iddialar yalandır. Şehrin sokaklarında dolaşan umacı kılıklı tipler sadece bir kabus olup, nazar değmemesi için çıkartılan susuzluk sıkıntısı yalanı da aldatıcıdır. Büyük bir turist potansiyeli olan şehirde turizm için yapılan hazırlıklar halen sürdüğünden, onları karşılamaya henüz hazır olmayan otellerimizi, yabancı misafirlerimizin baskınından korunabilmek amacıyla da kolera salgını icat edilmiştir. Ayrıca şehir, lunaparklarda çok sevilen bir eğlence aracının en doğalıyla donatılmıştır, böylece her gün çarpışan otomobillere binmek mümkün olmaktadır…

Cennet gibi bir kenttir İstanbul… İnsanları son derece hümanisttir. Türklere bile sevgiyle kucak açılır…

İstenilen her zaman denize girilebilir. Sağlıksız olduğu, çeşitli hastalıklara yol açtığı söylentileri de tamamen asılsızdır, çünkü denize girmek acı vermez, aksine tüm acıları dindirir, hem de ebediyen…

Bu kadar muhteşem bir kentte yaşamak hepimizin hakkıdır. Ancak, benden size bir dost tavsiyesi, İstanbul’da yaşayacaksanız, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne ara sıra uğrayın, zira cennet şehrin güzelliklerini hastanedekilerle de paylaşmanız onlar için büyük moral kaynağı olacaktır…

Aslı DİNÇMAN
İzmir, 28 Temmuz 1994