ATATÜRK’E MEKTUPLAR – CUMHURİYET

Yüce Atatürk,

Yüce emanetin Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili hissettiklerimi ve düşündüklerimi, onun yetmiş yedinci yıldönümünde seninle paylaşmak, böylelikle de bizlere verdiğin değeri bir kez daha anımsamak istedim.

Işıklı yolunda ilerlerken önümüze düşen gölgeleri bir hamlede aşmak ümidiyle, huzurunda saygıyla eğiliyorum…

Cumhuriyet

Türkiye Cumhuriyeti, düşler üzerine kurulmuş, görkemli bir gerçektir. Yetmiş Yedinci Yıl Dönümünde Türk Ulusu olarak onu günlük yaşantımızda ne kadar değerlendirebildiğimizi ölçme ve anlama zamanının geldiğine inanıyorum.

Geçmişten geleceğe uzanan yoldaki engelleri aşmada geçmişi hatırlayabilmek, çok önemli ve değerli bir rehberdir. Çünkü geçmiş bize neden yanıldığımızı ve neden başarılı olduğumuzu öğretir…

Özgürlüğe inanmış bir liderin, özgürlük adına attığı adımlar, ait olduğu toplumun kaderini belirler. Ulu Önder Cumhuriyeti kurmaya karar verdiğinde, ulusunun gerçeklerinin buna çok elverişli olmadığını biliyordu ama O, inançlı bir tek insanın, sadece kendi hayalleriyle de olsa, bilinçlendirilmemiş ve sahip olduğu iradenin farkında olmayan bir toplumu geleceğe taşıyabileceğini hissediyordu.

Cumhuriyet kültürü, Atatürk düşüncesinde; bireyin kendi kendini yönetme bilincidir. Bizler ise onu daima “Kendi kendimizi yönettirme” mekanizmasına dönüştürme yanılgısına düştük. Yüce Atatürk’ün bıraktığı bu emanetin temel taşlarının en önemlilerinden olan demokrasi ve insan haklarını propaganda aracı haline getirdik. Çoğulcu düşünceyi yaratan tüm fikirlerin kardeşçe varolması gerektiğini unuttuk. Oysa yaşamımızı daha yüksek standartta sürdürebilmemiz için büyük önderimiz bize demokrasiyle ışıklı bir yol açmıştı.

Cumhuriyet, bilme özgürlüğüdür… Oysa biz onu başkalarından öğrenmekle yetindik ve kendimizi, öğrendiklerimizle sınırladık…

Cumhuriyet, yeniliklere açık olmaktır… Yenilik ise, geniş ufakların ve hür düşüncenin çocuğudur. Türk Ulusu ne yazık ki, hür düşünce olanağının elinden alındığını zannederek, bu hakkını ve sorumluluğunu da bilinçaltına itmiştir. Beynimizin içindekilere sahip çıkabildiğimizde, Yüce Atatürk’ün bizden ne beklediğini daha iyi anlayacak, böylelikle de ona doğru emin adımlarla ilerleyeceğiz…

Cumhuriyet, mutluluktur… Mutlu olma hakkını bilen bir ulus, onu yaşama sevincinden uzaklaştıracak her şeye karşı çıkar. En önemlisi de, bu felaketi doğurabilecek her türlü olumsuzluktan beynini ve ruhunu arındırır. Bizler bahanelerimizi ve mazeretlerimizi, daha mutlu yaşayabilme ideali doğrultusunda kullanırsak, Yüce Atatürk’ün, Cumhuriyeti bize neden armağan ettiğini daha iyi anlayacağız…

Öz aynıysa, yıllar hiçbir şeyi değiştiremez… Türk Ulusu 1923’te ne kadar iradeli, azimli ve kararlıysa, 2000’li yıllarda da aynı değerleri özünde barındırıyor…

Başka uluslara da öncü olabilmek, özel vasıflar gerektirir. Türk Ulusu, sahip olduğu tüm potansiyeli kullandığında, tahmin ettiğinden çok daha başarılı olacak ve kendini, layık gördüğünden çok daha iyi yerlerde bulacaktır…

Aslı Dinçman

Ekim 2000

ATATÜRK’e Mektuplar – Cumhuriyet  PPS  (Tıklayın)