ATATÜRK’E MEKTUPLAR -5-
Bağımsızlık
Aslı Dinçman
Büyük Önder,
Seninle, asırları bir hamlede aştık. Tehdit altındaki bir milletin, kurtuluşa böylesine inanabilmesinin sırrı, bağımsızlık tutkusu dışında ne olabilir ki? Zaten, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünün temeli de, Türk Ulusu’nun tarih boyunca kaydettiği ilerlemelerin özü olan bağımsızlıktan ödün verilmesine dayanmıyor muydu?
Sen bize, her şeye rağmen bağımsız ve özgür olabileceğimizi öğrettin. Önemli olan, ona inanmamız ve onu elde etmek için savaşmamızdı. Üstelik bu savaş sadece cephede olmayacaktı. Mermilerin getireceği bağımsızlığı tamamlayacak olan, hatta ondan daha büyük değer taşıyan özgürlük; düşünce ve duygularımızın, diğer deyişle, beyin ve yüreklerimizin bağımsızlığıydı. Çünkü silahlar sustuğunda, insanlar konuşacaktı ve ancak özgür ruhların sesi, evrende yankılanabilirdi…
Bağımsızlık dışında seçenek tanımayan yüksek bilinç ve onurunla, tutsak yaşamayı kabullenme riyakârlığından korunduk. Evet, Seninle başkalarına bağımlı olmaktan kurtulduk. Peki ya ruhumuz? Ya, kendi kendimize olan tutsaklığımız? Senin devrimlerinle, çağın gerisinde kalma korkumuzu yenmiştik; peki ya Senden sonra, çağın öncüsü olma idealine yönelebildik mi? “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, özgürlük ve bağımsızlık adına tüm dünya uluslarının öncüsüdür.” tezini savunurken, öncülük yaptığın millet, özgürlük ve tam bağımsızlığın bayrağını taşıma şerefini ne kadar ve nereye kadar sürdürebildi?
Sen bize, bağımsızlık konusunda sadece “Yurdumuzun sınırlarını düşman işgalinden kurtarmalı ve korumalıyız…” mesajını vermedin. Ekonomide, bilim/teknolojide, sanatta, sporda ve sosyo kültürel yaşamda da kendi kendine yetebilen, üretken ve hatta öncü bir ulus olmamızı istedin.
Yaşam ve medeniyet hızla ilerliyor Atam. Bağımsız ve hür düşünceli beyin ve yürekler, farklı ülkelerde insanlık adına birbiriyle yarışıyor. Ona sahip çıkmayı bilenler, yaşamın her alanında bağımsızlık ve özgürlüğün tadını çıkarıyor, çevrelerindekiler için de bir şeyler üretebilmenin haklı gururunu taşıyorlar. Engellenme kompleksine kapılmadan üretiyor; uygun görülenleri, kabul edilir normlarda düşünmekten ve her türlü coşkularını korkuyla denetlemekten özenle kaçınıyorlar. Kaçınılmaz olarak da, ilerliyorlar.
Tek boyutlu bağımsızlık hülyalarıyla avunanlar; eğitim sistemi, politika, ekonomik darboğazlar, sağlık sorunları, sosyo kültürel imkânsızlıklar, çevre faktörleri vb. kılıflara geçirilmiş özgüven eksiklikleriyle, bağımlılıktan yakınıp duruyorlar. “Birileri bana bağımsızlığımı versin / özgürlüğü öğretsin.” aczine kapılanlar ise, boyunduruk altında yaşamayı da kolaylıkla kabulleniyorlar.
Türk Ulusu için bağımsızlık, Senin ilke ve inkılâpların doğrultusunda, düşünsel, duygusal ve sosyal alanlarda kendini hür hissederek, hür olma bilinciyle yaşamaktır. Tüm yaşamımızın egemenliğini sadece kendi ellerimizde tutabilmek ve ondan ödün vermemektir. Yaşadığımız her anın sorumluluğunu -hatalarla birlikte- tek başımıza üstlenebilmektir.
Huzurunda saygıyla eğiliyorum Atam.
Aslı Dinçman
İzmir, 04 Temmuz.2001
ATATÜRK’e Mektuplar – Bağımsızlık PPS (Tıklayın)