“Ne olursa olsun bir şeylere karşı çıkmak”, ATATÜRKÇÜ düşünce sistemi midir ?
Aşağıdaki haber, 23.01.2008 tarihli Hürriyet Gazetesinden:
“Hükümetin, spor lokallerinde içki satışını durdurmasının ardından alkole bir yasak da RTÜK’ten geliyor. RTÜK’ün hazırladığı yasa taslağına, “Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu madde kullanımını özendirici türde yayın yapılmaması” maddesi eklendi.”
Düşünüyorum…
Doğru dürüst alkol almayı, tadında bırakmayı bilmeyen, sarhoş olup eşine, çocuğuna, hatta ana-babasına şiddet uygulayan yüzlerce erkeğin olduğu; alkollü araç kullanan trafik canavarlarının her yıl binlerce can aldığı+sakat bıraktığı bir ülkede, üstelik de spor lokallerinde içkiye yasak koyulması yanlış mı ?…
Tütün ürünleri de uyuşturucu madde olarak kabul edilmeli…
Bu paralelde, uyuşturucu maddeye başlama yaşının giderek düştüğü güzel ülkemin gençliği, bomboş televizyon kanallarını saatlerce izlerken, bu kanallarda insanı öldüren maddelerin özendirilmesini engellemenin neresi yanlış ?
Sigara yasağının uygulamaya geçmesiyle, kışın kapalı mekânlarda da, özellikle bebekler, çocuklar, astım ve kalp hastaları, yaşlı insanlarımız tıkanmadan, zehirlenmeden rahatlıkla oturabilecekler…
Bu vb. yasakların, toplum sağlığını korumaktan farklı ideolojiler taşıdığını bilmiyor değilim elbette. Vurgulamak istediğim şu: Hükümetin her uygulamasına, olumlu yönlerini gözardı ederek karşı çıktığımızda, halkın güvenini kazanamıyoruz. Karanlığa lanet yağdırarak, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni aydınlığa çıkaramayacağımızı, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin sonucundan öğrenmiş olmalıyız. Hala, aynı stratejiyle farklı sonuç alabileceğimizi zannediyoruz…
Ayrıca bir gerçek daha var:
“Bunlar alıştıra alıştıra, Kemalizm’in izlerini siliyorlar, yarın şeriat kuralları da gelecek.” vb. söylemleri dile getirenler, korkarım ki, YÜCE TÜRK ULUSU’na ATATÜRK kadar güvenmiyorlar. Türk Milleti’nin yüreğinden ATATÜRK silinemez; siliniyorsa, zaten ortada TÜRK MİLLETİ kalmamıştır…
İstenmeyen gidişe “Dur..!” demeden, “Ülke elden gidiyor !!!” çığlıkları atmak artık bana samimi gelmiyor. Art niyetli ve ülkenin zararına çalışanlar kadar, onları seyreden herkes de, olumsuzluklardan sorumludur. Olaylara etkin müdahale etmiyorsak, sonuçlarına katlanırız…
Türkiye Cumhuriyeti, bizlere Mustafa Kemal ATATÜRK’ün armağanıdır ve onu ancak büyük önderin benimsediği ilkeleri uygulamaya geçirerek, çağdaş uygarlık düzeyine çıkarabiliriz.
Bu ideal yolunda özellikle de biz ATATÜRKÇÜ’lerin, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün aydınlığından, daha bilinçli yararlanabilmemiz dileğiyle…
Aslı DİNÇMAN
İzmir, 25 Ocak 2008