TERİMLER ve SOSYAL BİLİNÇ DÜZEYİ

Sözlü ve yazılı iletişimde yararlandığımız sözcüklerin anlam ve kullanılışları, etkileşimin niteliğini olduğu kadar, ulaştırılmak istenen mesajların doğruluğunu da belirleyen önemli faktörlerdendir. Hedef kişi ya da kitleyi yanıltmadan zevkli ve ideal bir diyalog kurabilmek, sözcüklere ilişkin bilinç düzeyi yeterli olduğu takdirde mümkündür.

Oysa, anlamlarını iyi bilmeden kullandığımız kelimeler salt kişisel başarısızlığımıza ve mutsuzluğumuza değil, çevremizdekilerin de yanılgı içine girmelerine neden olmaktadır.

Günlük yaşamda yararlanılan, sıradan sözcükler nedeniyle meydana gelen iletişim güçlükleri giderilebilmekte, “TERİM”ler söz konusu olduğunda ise, doğru kullanım yaşamsal önem kazanmaktadır.

Konumuz, çok özel bir terim olan “SPASTİK”…

Yakın döneme kadar anılan terim (Tıp Dünyası dışında) bilinmiyordu. Şimdi ise biliniyor ama çoğu zaman doğru kullanılmıyor… Bir spastik özürlü olarak, terimin “Neden yanlış kullanıldığına” değinmek istiyorum.

Spastik’in sözcük anlamı “KASILI”dır. Bizim özürümüzün kaynağı “Beyin” olduğundan, “BEYİN ÖZÜRLÜ” tanımı içinde yer almaktayız. Ne yazık ki, “DOWN SENDROMLU” ve hatta “OTİSTİK” çocuklar da aynı tanım kapsamına alınmaktadırlar.

Günümüzde “Spastik”, özel bir hareket engelini simgelemekten çok, (Zihinsel özürlülük de dahil olmak üzere) beyinle ilgili tüm handikapları içeren, genel terim haline getirilmiştir… “ZEKA ÖZÜRLÜ” statüsüne alınmamızın başlıca nedeni de bu akıl almaz gruplandırmadır. Zira, gerçekten zihinsel özürlü, Down Sendromlu ya da Otistik çocuklar “SPASTİK” olunca ve halkımız da anılan kişilerle diyalog kurmak isteyip, başarısızlığa uğrayınca “SPASTİKLER GERİ ZEKALIDIR…” inancı oluşmaktadır. Yine aynı nedenledir ki, artık toplumda (Özellikle de gençler arasında) “SPASTİK” terimi, “APTAL”, “SALAK” vb.. gibi sözlerin yerine geçmektedir…

Sorunun boyutları çok korkunçtur ve zeka özürlü zannedildiği için çürümeye terk edilen milyonlarca spastik genç vardır ve bunun bedeli ödenemeyecek kadar ağırdır…

Bu önemli yanılgıyı giderecek çözümlere göz atmanın yararlı olacağına inanıyorum.
· SPASTİKLER, BEYİN YA DA BEDEN ÖZÜRLÜ STATÜSÜNDEN ÇIKARILARAK, AYRI BİR ÖZÜRLÜ GRUBU HALİNE GETİRİLMELİDİRLER. AYRICA, TÜM ÖZÜRLÜ GRUPLARINI KAPSAYACAK GENEL TERİMLER YERİNE, TAM OLARAK ÖZÜRÜ TANIMLAYAN SÖZCÜKLER KULLANILMALIDIR.
· ÖZEL MERKEZLERDE SPASTİKLER VE DİĞER ENGELLİLER KESİNLİKLE AYRILMALI VE FARKLI OKULLARDA EĞİTİM GÖRMELİDİRLER.

· MEDYADA “SPASTİK ÖZÜRLÜLER” SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA, DİĞER ENGELLİLER GÖRSEL MESAJLARIN (RESİM, GÖRÜNTÜ VB..) DIŞINDA TUTULMALIDIR.

Sevgili okurlar, eğer sözcük önemli bir kavramı ifade ediyorsa ve anlamını tam olarak bilmiyorsak, öğrenmeden ya da düşünmeden kullanmayalım.

Ben, spastik terimini “ÇOCUĞUM HAREKET EDEMİYOR, BÜTÜN VÜCUDU TUTULMUŞ GİBİ…” vb.. cümlelerle tanımlayanlara “CAHİL” derdim, şimdi onlardan özür diliyorum. Felçli olarak nitelendirilmek, “Zeka Özürlü” zannedilmekten daha olumlu… Ne dersiniz?

ASLI DİNÇMAN
İZMİR, 7 Mart 1995