“Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir.
Türk milletindenim diyen insan,
her şeyden evvel ve mutlaka
Türkçe konuşmalıdır.
Türkçe konuşmayan bir insan
Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse,
buna inanmak doğru olmaz…”
Büyük Önderimiz yine üççeyrek asır öncesinden seslenerek, bizi uyarıyor…
Mustafa Kemal ATATÜRK
1930
Bu yazımda, son zamanlarda özellikle de kitlesel iletişim araçlarında TÜRKÇE’nin giderek az, yanlış ve kötü kullanılmaya başlandığına dikkat çekmek ve bunu önlemek için neler yapılabileceğine ilişkin düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
—
Televizyon izlerken, ya da özel radyoları dinlerken, kendimi bazen yurtdışında, hatta farklı bir gezegende hissediyorum. Yabancı kelimeler, ne demek olduğu anlaşılmayan, garip sözcükler, her yerde çok rahat kullanılıyor.
Yolda dikkat edin, Türkçe isimli ne kadar az dükkân / işyeri var. Üstelik; lokantalarımız “Restaurant”, kuyumcularımız “Jewellery”, pastanelerimiz ise “Patiseri”…
Çok kullanılan ve artık yabancı olduğunun dahi farkına varmadan yaşantımıza dâhil ettiğimiz sözcükler yerine Türkçe kelimeler kullandığımızda, özellikle de 1985 üstü doğum tarihli genç dudaklarda, belli edilmek istenmeyen gülümsemeler oluşuyor…
Yabancı dil bilmek “KÜLTÜR” olmaktan çıktı; yabancı dil bildiğini göstermek, “STATÜ ATLAMANIN ve ENTEL GÖRÜNMENİN YOLU” haline geldi… Konuşup yazarken, araya birkaç dış kökenli sözcük katıvermezsek, yeterince entelektüel olamıyoruz…
Türkçe’nin “BİLİM DİLİ” olamayacağına neredeyse tümüyle inandırıldık. İnternette araştırma yaparken “MAVS”umuz (Özellikle okunduğu gibi yazdım.) hep yabancı adreslere kaçıyor. Anadilimizde okuyup anlamanın ve anladıklarımızı başkalarına da TÜRKÇE anlatmanın keyfini süremiyoruz…
Neden okullarda en az öğrenilen dil Türkçe?… Üniversite sınavlarında cevaplanamayan / yanlış yanıtlanan soruların çoğunun sorumlusu da, yanlış okumak… GELECEĞİMİZ GENÇLER, OKUYAMIYORLAR…
Oysa ne güzel, ne zengin bir dildir TÜRKÇE… Özgürlüğün dilidir; öğrendikçe ufkunuz genişler. Bilinmeyen yönlerini keşfettikçe, yeni cümle yapıları serilir önünüze… Bakış açınız, düşünme esnekliğiniz ne kadar sınırsızsa, dilinizi de o kadar uçsuz bucaksız kullanabilirsiniz…
Güzeldir TÜRKÇE… Bizim dilimiz anlam yüklüdür. Dümdüz, soğuk, sert manalı, tek boyutlu değildir. Bir kelimemiz vardır ki: GÖNÜL… Anlamını ancak biz, Türkçe’yi dolu dolu paylaşanlar biliriz…
DİLİMİZE SAHİP ÇIKMAK, ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMANIN İLK ADIMLARINDAN BİRİDİR…
Bu nedenle gelin;
· Sözlü ve yazılı iletişimlerde, dünyanın en zengin dillerinden biri olan Türkçe’yi kullanalım. Yabancı sözcüklere yönelmeyelim.
· İnternetten yararlanabiliyorsak, www.tdk.gov.tr adresini sık sık ziyaret ederek, dilimizdeki gelişmeleri izleyelim. “Dağarcığınıza Her Gün İki Söz” iletilerinden yararlanalım.
· Kullandığımız bilgisayar programlarında Türkçe yazılımları tercih edelim.
· Adında, yabancı dil kökenli sözcükler olan işletmelerin sahiplerini uyaralım.
· Az sözcükle konuşup yazma alışkanlığı / tembelliğinden vazgeçelim. Engin dilimizi kısıtlamadan kullanarak, çevremizdekilerin de dünyalarını zenginleştirelim…
Son olarak;
“Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti,
dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır…”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Aslı DİNÇMAN
İzmir, 05.05.2006
Güzel dilimiz Türkçe PPS (Tıklayın)