16.06.2011 EGE ÜNİ. HST. MUHİTTİN EREL AMFİSİNDE PROF. DR. C. SİNAN KARA’YI ANMA TOPLANTISINDA OKUNAN YAZIM


DEĞERLİ DOSTUM, AĞABEYİM, SEVGİLİ DOKTORUM, KAHRAMANIM     PROF. DR. C.SİNAN KARA’YI SONSUZLUĞA UĞURLARKEN…

       Hayatımızı değiştiren insanlar vardır. Onlar yaşam niteliğimizi, bazen bizden de çok önemserler. Her şeyin zorlaştığı ve hayatın yaşanamaz hale geldiği anlarda girerler dünyamıza ve ışık saçarlar, umut olurlar yarınlarımıza…

Sevgili doktorum Prof. Dr. C. Sinan KARA da benim için böyle bir kahramandı. Şiddetli ağrı ataklarımı kesebilmek için yaptığı ameliyatlarla beni, yatağa bağımlı yaşarken tekerlekli sandalyemde oturabilir ve yazı yazabilir duruma getirdi. Bugün bir şeyler üretebiliyorsam, Sinan ağabeyimin beni yeniden oturtabilmek için gösterdiği büyük çaba sayesindedir.

Yıl 2000… Prof. Dr. C. Sinan KARA ile ilk karşılaşmamızda, hayatımda ilk defa Serebral Palsi’lilere zihinsel engelli muamelesi yapmayan bir doktorla tanıştım. Artikülasyon bozukluğuma rağmen, şikayetlerimi ve anamnezimi annemden değil, benden dinledi. Her görüşmemizde direkt olarak benimle iletişim kurdu. Bana hep uzun zamanlar ayırdı.

Serebral Palsi’liler için, zihinsel engelli zannedilmek çok acı vericidir ve Serebral Palsi’li olmayanların bu duyguyu hissetmesi çok zordur. Sinan Hoca bana asla bu duyguyu yaşatmadı.

Hocamızın Serebral Palsi’lilere ve diğer engelli gruplarına yönelik çok güzel projeleri vardı. Yazışmalarımızda bunlardan birini benimle de paylaşmış, hatta 3. Sınıf öğrencileri için hazırladığı Tıp Etiği dersine aşağıdaki onur duyduğum ifadeleriyle beni de dâhil etmek istemişti:

“Bu arada önümüzdeki yılın 3. sınıf öğrencileri için tıp etiği konusunda ders programı hazırlamaktayım. Düşüncelerimden birisi de, süper bir spastik olarak senin yaşantın, çalışmaların, yaptıkların, başarıların ve insan isterse neler yapabileceğini göstermek. Onlara mutlaka yeni görüşler ve büyük bir deneyim verecektir.

Bizde genellikle spastik denilince bu insanların aynı zamanda geri zekâlı olduğu da düşünülür. Durumun hiç de böyle olmadığını ve insanların yaşadıkları sorunlar ne olursa olsun, azimle ve gayretle çalışınca neler yapacağını göstermek gerçekten onları farklı bir dünya görüşüne götürecektir. Bu konuda da en iyi örnek sensin.”

2007 yılında Zonguldak’ta düzenlediğim “Serebral Palsi” Paneline davetimi kırmayarak, hastane yorgunluğunun üstüne (gece altı saat araba kullanarak) Zonguldak’a geldi. İki gün süren panelde değerli bilgilerini bizlerle paylaştı. Panel sonrası, dinlenmek yerine zaman ayırıp, katılan ailelerin Serebral Palsi’li çocuklarını muayene ederek, önerilerde de bulundu.

Hastalarına bir ağabey, bir baba kadar sıcak davranırdı. Aylarca süren hastane yatışlarımda Sinan Hocanın servisinde kalırken kendimi evimdeki kadar rahat ve güvende hissederdim. Pazar günü dahi hastaneye gelip, bana ve diğer hastalarına uğradığına defalarca tanık oldum.

Bana hep, “Aslı, sen DİPLOMASIZ FİLOZOFSUN. Yaz, hep yaz… Sen SP olayına değişik bir gözle baktığın için, bizlerden farklı yaklaşımın, düşüncelerin, yazdıkların bizlere yeni ufuklar açıyor. Benim tek isteğim çalışmalarına aynı şekilde devam etmen, hatalarımızı ve eksikliklerimizi bizlere bildirmen. Ben o ameliyatları seni yeniden oturur duruma getirip, yazılarını yazabilmen için yaptım.” derdi.

Değerli Hocam, yazacağım, hep yazacağım…

Prof. Dr. C. Sinan KARA için yazmak istediğim daha çok şey var. Ancak ne kadar yazarsam yazayım, onunla paylaştıklarımızı ifade etmekte yetersiz kalacağım. Bugün onu sonsuzluğa uğurlarken, son olarak şunu söylemek istiyorum:

Değerli Hocam, sevgili Sinan ağabeyim, iyi ki sizi tanıdım. İyi ki sizinle yazıştım, sohbet ettim, zamanı, hayatı paylaştım…

Sizi çok seviyorum. Bizim hayatımızı aydınlattığınız gibi, siz de hep ışıklar içinde olun.

Aslı Dinçman